5 asırlık Beyazıt Camisi 8 yıllık restorasyonla ihya edildi
Sultan 2. Bayezid tarafından 1500-1505 yılları arasında inşa ettirilen Beyazıt Camisi, 8 yıl süren restorasyon ve güçlendirme çalışmalarıyla ihya edildi.
İstanbul'un bilinen yedi tepesinden üçüncüsünün üzerine inşa edilen Beyazıt Camisi'nin 22 Ağustos 2012'de başlayan ve Yılmaz Yapı Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yürütülen restorasyonu, 48 milyon 899 bin 746 liraya mal oldu.
İstanbul'da "orijinalliğini koruyan en eski selatin camisi" olarak kabul edilen Beyazıt Camisi'nde büyük bir titizlikle yürütülen restorasyon kapsamında, cami genelinde önceki onarımlarda yapılan çimentolu oluşumlar, Bilim Kurulu tarafından alınan ilke kararı gereği yapıya zarar verdiği için kaldırıldı.
İçeriden ve dışarıdan hasar tespitleri için araştırma çalışmaları yapıldı. Bu araştırmalar sırasında hatıl boşlukları, çok sayıda çatlak ve statik açıdan sorunlar yaratan durumlarla karşılaşıldı. Çıkan her türlü sorun projeye işlenerek ilgili Koruma Kurulu tarafından onaylanan projeler doğrultusunda imalatlar yapıldı.
Merkezi kubbe hizasından başlanılarak aşağıya doğru kurşun üst örtü açılarak, yapının içerisinde gözlemlenen çatlaklar ve diğer hasarlar araştırıldı. Kubbelerde yoğun bir şekilde çatlak olduğu görüldüğü için paslanmaz çelik kuşak ile güçlendirme çalışmaları yapıldı.
Cami içinde mevcut olan kalem işi bezemenin Bilim Kurulu tarafından niteliksiz olduğu değerlendirmesi yapıldıktan sonra bir kat raspa çalışmasına başlanıldı. Raspa çalışması sonrası farklı kalem işi bezeme örnekleri ortaya çıkarıldı. Bezemeler projelere aktarıldı. İlgili Koruma Kuruluna gönderilen projeler sonucunda yapılan görüşmelerde restorasyon projesi ortaya çıkarıldı. Devamında yapılan raspa çalışmaları sonrasında onarımlar ve eksik kısımlardaki tamamlamalar yapıldı.
Cami genelindeki ahşap kapı ve kepenkler numaralanarak söküldü. Üzerlerinde özelliğini kaybetmiş cila tabakası raspa tekniği ile temizlenerek, özgün durumları ortaya çıkarıldı. Ahşaplar böceklere karşı ilaçlandı ve fümigasyon yapıldı. Sonrasında bütün ahşap elemanların aslına uygun parça değişimleri gerçekleştirilerek tamir edildi. Üzerlerine koruyucu ve gomalak cila sürüldü.
Şerefe altı makarasındaki kopmuş ve düşmek üzere olan sarkıtlar ve diğer süsleme ögeleri özgün taş malzeme ile yeniden üretilerek yerlerine paslanmaz zıvanalar yerleştirildi. Şerefe altındaki Selçuklu sanatının bir örneği olan kırmızı taşlar ile taş içine taş kakma olarak yapılmış olan süslemelerde, özgün taş araştırması yapılıp, taşlar bulunduktan sonra temizlik, hasarlı taşların çürütülmesi ve yenilenmesi işlemleri gerçekleştirildi.
Mihrap cephesinde meydana gelen sehimler için paslanmaz malzeme ile gergi ve cephe kuşak yapılarak güçlendirildi.
Avlu zemin mermer döşemeleri elden geçirildi, parça değişimleri gerçekleştirildi. Özgün mihrap ve minber temizlenerek, altın varak uygulaması yapıldı. Müezzin mahfili ve hünkar mahfili ahşap tavanlarda raspa yapılarak edirnekari süslemeler ortaya çıkartıldıktan sonra koruyucu sürüldü.
Restorasyon sırasında, 1509'da meydana gelen ve "küçük kıyamet" diye anılan depremden sonra kısmen onarılan camiyi 1573'te elden geçiren Mimar Sinan'ın güçlendirme çalışmaları sırasında inşa ettiği kemerlerdeki kalem işleri de gün yüzüne çıkarıldı.
Caminin restorasyonunda yaklaşık 150 kişilik bir ekip görev aldı.
784 metrekarelik tarihi halıları 2 yılda restore edildiBeyazıt Camisi'nin 51 parçadan oluşan, 1784 metrekarelik el dokuması 130 yıllık halısı, restorasyon ve konservasyonu 2 yılda tamamlanarak yerlerine serildi.
Tarihi halılar, 2. Abdülhamid Dönemi'nde 1889 yılında Hereke Fabrikası'nda dokundu. Desenleri önceden tasarlanan parça halıların birleştirilmesiyle bütününde bir kompozisyonun meydana getirildiği yekpare desenli halılar, dokunduktan tam 130 yıl sonra ilk kez elden geçirildi.
Çırağan Restorasyon ve Konservasyon firması tarafından 4 milyon 485 bin lira bedelle restorasyon ve konservasyonu tamamlanan tarihi ve sanat değerine haiz halılar için atölye aşamasında 5 tona yakın yün iplik, 700 kilogram pamuk iplik kullanıldı.
Beyazıt Camisi'nin 1784 metrekarelik halısı için yaklaşık 50 kişilik ekip görev aldı. Bu ekipte yer alanların 15'i, halıların taşınmasında teknik destek verirken, 10 kişi mekanik temizlik, dezenfektasyon ve yıkama aşamasında çalıştı.
"Cami ile ilgili teknik yapılabilecek her türlü tedbir alındı"Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Beyazıt Camisi'nin ihalesinin 2012 yılında yapıldığını, 8 yıllık süre sonunda ibadete hazır hale getirildiğini söyledi.
Planlamaya göre 23 Nisan 2020 tarihinde caminin ibadete açılacağını ancak koronavirüs salgını nedeniyle ertelendiğini anlatan Ersoy, salgın tedbirleri nedeniyle bütün camilerin kapalı olduğunu hatırlattı.
Restorasyon kapsamında caminin taşlarının, derzlerinin temizlendiğini, hat ve tezyinat ile ilgili işlemlerin yapıldığını, kubbesinde ciddi manada yüklü bulunan betonun kaldırıldığını aktaran Ersoy, cami ile ilgili teknik yapılabilecek her türlü tedbirin alındığını ve hiçbir maliyetten kaçınılmadığını anlattı.
Caminin tarihi halılarının da konservasyondan geçirildiğini belirten Ersoy, "Bu konservasyon meselesi kolay bir iş değil, emek ve gayret istiyor. Teknik kadronun verdiği talimatlar doğrultusunda işlem yapıldı ve bunların her biri kuruldan geçti. Kurul kararı olmadan da müdahale etmedik. Taşlarda, demir, çelik, halatlarda ve gergilerde kurulun verdiği kararlara uyduk. Projelendirmede ciddi manada Bilim Kurulu'ndan destek gördük. Restorasyon kısa bir zamanda yapılmıyor, eseri yeniden ihya ediyorsun. O yönüyle mutluyuz." diye konuştu.
Selçuklu sanatından Osmanlı'ya geçişin İstanbul'daki tek örneğiFatih Sultan Mehmet'in oğlu Sultan 2. Bayezid tarafından yaptırılan caminin mimarının Mimar Kemaleddin veya Yakup Şah olduğu sanılıyor.
Cümle kapısı üzerindeki kitabeye göre 1500-1505 yılları arasında inşa edilen cami, Bizans devrinin en önemli meydanlarından olan Tauri Forumu'nun bir köşesinde, İstanbul'daki Fatih Külliyesi'nden sonraki ikinci sultan külliyesinin bir parçası olarak yaptırıldı.
1509 yılında meydana gelen büyük deprem nedeniyle büyük oranda hasar gören ve o dönemde merkezi kubbesi yeniden onarılan caminin kubbesini taşıyan dört fil ayağı güçlendirildi. Cami, bugüne gelene kadar çeşitli depremler ve yangınlardan da büyük oranda etkilendi.
Beyazıt Camisi, camiye iki yandan bitişik tabhaneleri (misafirhane) dolayısıyla erken dönem Osmanlı mimarisinin örneklerinden biri. Ayrıca güneybatı cephesindeki kırmızı taşlar ile bezeli olan minare, Selçuklu sanatından Osmanlı'ya geçişin İstanbul'daki tek örneği.
16 metre çapındaki merkezi kubbe, kuzeybatı ve güneydoğu yönlerinde iki yarım kubbe ile destekli. Yarım kubbe alt kotunda ise kuzeydoğu ve güneybatı cephelerinde, dörder kubbe ile üst örtü tamamlanıyor. Caminin güneybatı cephesindeki tabhanenin ucunda 18. yüzyılda inşa edilen Veliyüddin Efendi Kütüphanesi yer alıyor.
Mimari özellikleriCaminin üç kapısı, mermer, granit ve yeşil mozaik olmak üzere 20 sütuna dayanan 25 kubbeli bir şadırvan avlusu bulunuyor. Zemini mermer döşeli avluda yer yer büyük kırmızı porfirler yer alıyor.
Caminin giriş kapısı ile şadırvan avlu kapıları Selçuklu devri eserlerine nazaran sade olmakla beraber, taş işçiliği yönünden çok zengin.
Caminin, birer şerefeli iki minaresi arasındaki mesafenin geniş olması yapının azametini artırıyor. Minareler, renkli taşlarla geometrik süslemeli. Sağ tarafta olan minare özgün süslemelerini büyük ölçüde koruyor ancak diğeri birkaç kez onarım geçirmiş ve bezemelerini yitirerek daha sade kalmış. Bu nedenle sağdaki minare Selçuklu'dan Osmanlı'ya geçişin İstanbul'daki tek örneği olarak kabul ediliyor.
Doğu ve batısında beşer kubbe ile örtülü iki tabhanesi olan cami, tabhaneli yapıların son örneği kabul ediliyor. Baştan tabhane olarak tasarlanmış bu bölümler ile cami arasındaki duvar sonradan kaldırılarak, namaz alanına dahil edildi. Caminin minareleri camiye değil, caminin iki yanındaki tabhanelere bitişik.
Harimin sağ köşesinde hünkar mahfili yer alıyor. 10 sütun üzerinde duran mahfile, dışarıdan bir merdiven ve kapı ile giriliyor. Türbeler, caminin mihrap tarafında bulunuyor. Caminin sağında ve pencere hizasında oğlu Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan Bayezid Türbesi yer alıyor. Yine Yavuz Sultan Selim’in yaptırdığı soldaki türbede Sultan 2. Bayezid'in kızı Selçuk Hatun'un kabri bulunuyor.