Konuyla ilgili görüşlerini AA muhabiriyle paylaşan İsrailli uzmanlar, yarınki seçimleri Trump'ın rakibi Joe Biden'in kazanmasının Netanyahu için büyük sorun olacağı değerlendirmesinde bulunuyor.

İsrail'in Maarif gazetesi yazarlarından Avi Iskharov, "Şüphesiz Netanyahu, seçimleri Trump'ın kazanmasını istiyor. Onun seçimleri kaybetmesi, Netanyahu için büyük sorun olacak." ifadesini kullandı.

Netanyahu'nın yıllarca Trump kartına oynadığına, son yıllarda onunla ve başta damadı Jared Kushner olmak üzere ailesiyle güçlü ilişkiler kurduğuna dikkati çeken Iskharov, Netanyahu ile Trump arasında bir tür kişisel ittifak bulunduğunu söyledi.

Iskharov, "Biden'ın da İsrail'e düşman bir tavrı olmadı. Onu, Tel Aviv'e karşı Filistinlileri destekleyenler arasında zikretmek de mümkün değil. Ancak Netanyahu, Biden ve partisiyle aradaki birçok köprüyü ateşe verdi." diye konuştu.

Trump, yönetime geldiğinden bu yana Netanyahu'nun desteğini alıyor. 

Netanyahu, işgal altındaki Filistin topraklarında yer alan Yahudi yerleşim birimlerinin illegal olduğunu kabul eden 2334 sayılı Birleşmiş Milletler kararının kabul edilmesine müsaade eden Demokrat Partili eski ABD Başkanı Barack Obama'ya tepki göstermişti.

Netanyahu yine Obama döneminde İran'la yapılan nükleer anlaşmaya da karşı olduğunu ilan etmişti. Trump yönetimi ve partisi de bu anlaşmayı Biden'in aday olduğu Demokrat Parti aleyhine kullanmıştı.

"Netanyahu tüm gücüyle Trump'a yatırım yaptı"

Haaretz gazetesi yazarlarından Khaimi Shalev de 28 Ekim'de düzenlenen çevrim içi bir sempozyumda, "Netanyahu tüm gücüyle Trump'a yatırım yaptı. Eğer Trump kaybederse onun konumu da zarar görecek. Ama eğer kazanırsa Netanyahu da büyük ölçüde kazanacak. Bu kazanç siyasi geleceğine yönelik olabilir." dedi.

Trump'ın ikinci başkanlık dönemini kazanma fikrine ikna olduğunu ancak kimsenin böyle bir şey beklemediğini kaydeden Shalev, "Netanyahu, Trump için çok uygun, ona (Trump'a) hayır diyemez. O da, ABD Başkanına muhalefet edemeyecek İsrail Başbakanlarından sadece biri." diye konuştu. 

Netanyahu'nun Trump'ın görev süresi boyunca sahip olduğu ayrıcalıklara ve Biden kazanırsa bunların devam etmeme ihtimaline işaret eden Shalev, şunları söyledi:

"İsrail ilk kez son 4 yıldır (Trump'ın iktidarında), Beyaz Saray'ın gözetiminde olmadan yaşıyor. Eğer Trump seçimleri kazanırsa Netanyahu istediğini yapabileceği 4 yıl daha kazandığını düşünecektir." 

Shalev, Biden'ın seçimleri kazanması halinde zaman zaman İsrail ile ilgili bazı uygulamalar hakkındaki karşıt tutumunu göstereceğini kaydetti. 

ABD'nin Axios internet sitesinde perşembe günü yayımlanan analiz haberde, ABD seçim sonuçlarının İsrail'in başka bir seçimle karşı karşıya kalıp kalmayacağını belirlemede rol oynayacağına işaret edildi.

Netanyahu'nun, ikinci bir yeni tip koronavirüs (Kovid-19) dalgasının ortasında kaygan bir siyasi zeminde bulunduğu aktarılan haberde, Netanyahu'nun ocak ayından itibaren yolsuzluk suçlamalarına karşı kendini savunmak için haftada üç gün mahkemeye çıkabileceği belirtildi. 

Netanyahu'nun Trump'ın kazanması halinde aralarındaki sağlam ilişkiyi kullanarak, erken seçimlerle pozisyonunu geri kazanmaya çalışabileceğine ve seçmenlere bu konuda vaatlerde bulunabileceğine işaret edilen haberde, Trump'ın kaybetmesinin Netanyahu'ya katlanması zor bir darbe indireceği kaydedildi.

Trump'ın İsrail'e verdiği destek

İsrailli yetkililerin açıklamalarına göre, Trump, İsrail'e bugüne kadar başka hiçbir ABD başkanının sağlamadıklarını verdi. 

Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıyan Trump, ABD büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıdı ve Filistinlilere mali yardımı kesti.

Trump bunlarla yetinmeyerek Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) Washington'daki ofisini kapattı, işgal altındaki Filistin toprakları üzerine inşa edilen Yahudi yerleşimleri "yasal" kabul etti ve İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıdı.

Trump ayrıca seçimlerden aylar önce, birkaç Arap ülkesi ile İsrail arasındaki normalleşme sürecine öncülük etti. Bilimsel iş birliği için ayrılan ABD yardımının Batı Şeria ve Golan Tepeleri'ndeki Yahudi yerleşim birimlerinde kullanılmasını engelleyen kısıtlamaları da iptal etti.

Her şeyden önce Trump, İsrail'in Batı Şeria'nın yüzde 30'undan fazlasının ilhakını içeren "Yüzyılın Anlaşması" adını verdiği sözde Orta Doğu barış planını sundu.

Bu plan ayrıca Tel Aviv'e “Nehirden (Batı Şeria) Denize (Akdeniz)” olarak tabir edilen bölgede tam güvenlik egemenliği verirken, Filistinli mültecilerin topraklarına dönüş hakkını engelliyor.