Bir süredir tüketici haklarının hizmette kalite boyutuyla ilgili bir araştırma dosyası üzerinde çalıştığımı biliyorsunuz. Konu, yönetim hizmetinin mevcut durumunu anlatan "sokaktaki acezeler" sorunu.

Geçtiğimiz senenin şubat ayından beri sokaktan insan topluyorum. Eyüp Sultan Camii Avlusunda donmak üzereyken rastladığım Fatma Hanım, "En Ucuz Tüketilen İnsan" başlıklı yazımda belirttiğim gibi halen Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi''nde kronik hastaların kaldığı serviste yaşamaya devam ediyor. Fatih''de bulduğumuz Kerim Aydoğan''ı acil tedavisi için hastaneye yatırırken, onu da bekleyen son buna benzer bir şey olacak diye korkuyordum fakat, çok şükür ki onun ailesi bulundu. O artık 5 ağabeyinin sorumluluğu altında. Edirnekapı Kariye Camii civarındaki parkı mesken tutan Metin Bey''i de benzer bir halde bulmuştuk. Şimdi o İstanbul Büyükşehir Belediyesi''nin Kayışdağı''ndaki Darülaceze Tesislerinde ikamet ediyor.

Ve dördüncü vaka; Yıllardır parkta yatıp kalkan bir anne-kız semt sakinleri tarafından perişan vaziyette Esnaf Hastanesine getirilmiş, geceyi orada geçiren hanımların sokağa dönmemeleri için uğraşmak bana nasip olmuştu. Onlara yardımcı olabileceğimizi umut ederek İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanı Ahmet Zeki Şengil''i aradım. Daha sonra da Belediye''nin Kayışdağı Darülaceze Müessesesi Müdürü Ali İhsan Sarıkoce ile görüştük. Sarıkoce anne-kızı ancak bayram sonuna kadar misafir edebileceklerini, bayramdan sonra onları almam gerektiğini bildirdi. Bu da birşeydi, belki bu arada onlara sahip çıkabilecek yakınları bulunur umuduyla öneriyi kabul ettim. Ama maalesef yardıma muhtaç anne-kızı sahiplenecek hiç kimse çıkmadı. Sokakta bulduğumuz insanların hastanede tedavilerini ücretsiz olarak yaptırmam konusunda başlangıçtan bu yana destek veren Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Arif Verimli, şizofreninin müzmin seyirli olduğunu, bu yüzden uzun süreli ilaç tedavisinin ve psikoterapinin yanısıra daha çok sosyal destek gerektirdiğini belirtiyor.

Verimli şöyle diyor; "Şizofreni vakaları için gereken hizmet sağlık hizmeti olarak algılanamaz.Çözümü için sosyal hizmet imkanları oluşturulmalıdır."

Aile yapısındaki çözülme nedeniyle sokakta yaşayan insanların sayısı çığ gibi büyümektedir. Birilerinin bu işi sahiplenmesi gerekmez mi?

Tabii ki gerekir. Aslında sahiplenmiş de; yüz yılı aşkın süre önce Darülaceze Müessesi kurulurken Sultan II. Abdülhamid Han, İstanbul''daki dilencilerin, sokaklarda başıboş gezen kimsesiz çocukların, cami avlularında yatan kimsesiz ve sakatların bir araya toplanıp ıslah edilerek sanat sahibi yapılmalarını, yaşlıların kalan ömürlerini huzur içinde geçirmelerini arzu etmiş:

Belediyenin Darülacezesi yenidir, bari Abdülhamit Han''ın tarihi Okmeydanı Darülacezesine başvurayım diye düşündüm ve Vali Yardımcısı Şakir Özdikici ile görüştüm. Daha sonra Okmeydanı Darülaceze''nin Başhekimi Dr. Mehmet Sabri ERDÖL ile temasa geçtik ve anne-kız prosedür gereği heyete girdi. Görüşmelerden sonra Başhekim,"Maalesef; oy birliğiyle değil, fakat oy çokluğuyla reddedildi."dedi. Bu yazımı, "Onları sahiplenecek bir merci mutlaka bulunacak, ya da kurulacak." die noktalıyorum.
Yazının linki aşağıdadır:
https://www.yenisafak.com/yazarlar/suzancelik/darulaceze-kurumu-ne-i-yapar-49614