Fırıncılar Odası da fırıncılardan şikayetçi

Yine konu yediğimiz içtiğimiz şeyler. Bu yazımı da mecburen sağlığımızı tehdit edenler işgal ettiler. Özellikle ekmek ve simit fırınlarının sağlık sorunuyla ilgili olarak kamuoyuna yansıyan nahoş olaylar herkesin canını sıkıyor. Bu problemin neden kaynaklandığını biliyorsunuz; denetimsizlik. Ben bu sorun çözülünceye kadar, halkın sağlığı konusunda ilgililer nezdinde etkin kararlar alınana dek bu köşeden seslenmeye devam etmek durumundayım.

Denetim eksikliği can yakmaya devam ederken sabah kahvaltısı sırasında televizyonda izlediğim haber yine fırınlarla ilgiliydi. İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Fahri Özer''in sözünü ettiği gerçekler beni yine acı acı düşündürdü. Aslında biz de aynı şeyleri söylüyoruz ama, bunları konunun asıl muhataplarından duymak daha bir enteresan geliyor. Sayın Özer kısaca fırınların denetlenmediğini, bu yüzden halkın sağlığı adına yaşanan eksiklikleri anlattı ve aynı konuda farklı bir gerçeğe işaret etti; İstanbul''da sokak aralarında bulunan fırınlardan birçoğu sadece ürettikleri ekmek türü gıdalarla değil, aynı zamanda teknik açıdan da önemli tehlikelere yol açıyor. Bakınız ben bunu hiç dile getirmemiştim. Ne kadar doğru. Nedir bu başıboşluk anlamak imkansız!

Zamanında televizyon programı hazırlarken belediyelerin zabıta ekipleriyle denetimlere çıkardık. Bu yüzden çok net olarak biliyorum ki özellikle İstanbul''da bulunan fırınlardan birçoğu ruhsatsız çalışıyor. Bundan özellikle ilçe belediyeleri sorumlu.

Fahri Bey umuyorum ki, ''oda''larına kayıtlı olan fırınları bu ağır ithamların dışında tutuyordur. Çünkü bence bu tür meslek kuruluşlarının Osmanlı''daki ahi örgütlerindeki gibi profesyonel ve medeni ölçüde olamasa bile, haksız kazanç girişimlerini önleme yolunda kendilerine bağlı kuruluşlara sözünü geçirebilecek güçte olmaları lazım. Öyle ya; ''oda''lar sadece tarife hazırlayıp da ekmek fiyatlarını artırmak için üyelerinden aidat topluyor olamazlar. Sivil inisiyatifin temel taşı olan bu tür kuruluşlar piyasadaki rekabet şansını korumak için de tüketicinin çıkarlarını gözetmek durumundadır.

Tabii bir de tüccar fırınlar var. Ticaret Odası''na kayıtlı olan fırınlar ne durumdadır acaba? Bunu ben söylemek istemiyorum, inşaallah Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım, zehirli simitleri satarak minicik yavruların hayatına kastedenler hakkında tüccar fırıncılar açısından rahatlatıcı bilgiler içeren bir açıklama yapar. Tüketicinin muhatabı olan fırınların sağlıklı gıda ürünleri üretip satmaları konusunda yetkili merciler belli; daha önceki yazılarımda konunun mevzuat boyutunu anlatırken belirttiğim gibi bugün için gıdaların üretim noktasında tek yetkili Sağlık Bakanlığı. Bakanlıktan bu konuda ses bekliyorum.

Ayrıca belediyeler denetim noktasındaki eksikliklerinin sadece Bakanlığı yetkili kılan 560 Sayılı Yasa''dan mı kaynaklandığını net bir şekilde açıklamak, fırınlarda hiç olmazsa etiket denetimi yapıp yapmadıklarını anlatmak zorunda. İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Fahri Özer''e rica ediyorum; altını çizdiğim bu açıklamalarına bir de kendilerine bağlı olan fırınların doğru çalışması noktasında ne tür yaptırımları olduğunu konusunu eklesin. Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım da umuyorum İstanbul''daki tüccar fırıncıların durumu hakkında bize somut bir bilgi verebilecektir. İlgili bütün mercilerden tüketicinin sağlığının korunması hakkındaki evrensel hakkı için cevap beklerken, aslında benim buradan vermek istediğim en önemli mesaj siz okurlarıma. Biraz tepki lütfen... Sağlığımızı, güvenliğimizi ve ekonomik çıkarlarımızı bizden iyi hiç kimse koruyamaz. Cep telefonu eyleminde gösterilen kararlılığın hergün almak zorunda olduğumuz gıda ürünleri için de gösterilmesi lazım. Bu, telefonu elimize alıp ilgili mercileri çalışmaya sevketmek yönünde şikayette bulunarak sonucunu takip etmek şeklinde olabileceği gibi örgütlenerek de yapılmalıdır.

Ölçü ve tartıda hile yapanlara, insanlardan alırken ölçüyü tam tutup da karşılığını verirken onları istismar edenlere karşı sessiz kalınamaz. Bu ayetle de sabittir ki bu düşünceye sahip olanlar kesinlikle meydanı boş bulamazlar. Parayı kazanmak kolay değil biliyorsunuz, sağlığımız nasıl bu kadar ucuz olabilir ki! Tepkileri beklerken, yazımı özellikle beni etkileyen şu hadis-i şerifíi hatırlatarak bitirmek istiyorum:

"Dürüst ve güvenilir tacir; peygamberler, sıddıklar, salihler ve şehitlerle beraberdir." Bu hadisin idrakinde olanların çoğalması dileğiyle...
29 Nisan 2000 tarihli yazımın linki şöyle: https://www.yenisafak.com/yazarlar/hasibenisa/firincilar-odasi-da-firincilardan-ikayetci-49368