RESUL’E SESLENİŞ
Mazlum feryatta niceden, yer, sema ondan tutuşur!
Ahir demdir bu inceden, bir hainin yol tutuşudur
Dost sedasın duymaz mı ki? Nasıl namert konuşur
Söz tükenmiştir şimdi Resul bize bir ah yetişir!

Bu “Ah”a bir Sen Resul, bir de bil Dost şahittir
Dinlemez Hakk sözün ki sağır sanki kulak iğdiştir
Bilinmez dost kim? Bu ne zulmet menam? Ne iştir?
Başka değil bize Resul sade senin ışığın yetişir!

Ah Resul! Bu ne paslı urgan ne serseri gidiştir!
Çıkarmıştı arşa Vahiy, belli ki bu bir iniştir
Sesine susadı yer, mahsul bitmez, boşa ekiştir
Bize başka değil Resul dilindeki Kur’an yetişir!

Bundan geri belli böyle, Lain ektiğini biçmiştir
Ağzı olan konuşurken kimdir o! Hakk’a sus demiştir!
O ne Tevil! Nur’a-Ahzab’a! Ne cür’et! Küfrediştir!
Ondan dilimiz damakta, bu “ah” Dost’a serzeniştir
1 Şubat 2008
Şifa