Türkiye, dünyada en fazla mülteciye son 6 yıldır ev sahipliği yapıyor
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Türkiye Sözcüsü Selin Ünal, AA muhabirine, "Dünya Mülteciler Günü" dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.
Son 10 yılda dünya çapında zorla yerinden edilenlerin sayısının ikiye katlandığı bilgisini paylayan Ünal, Türkiye'nin mültecilere yönelik yaptığı çalışmaların saygıyı hak ettiğini söyledi.
Ünal, Türkiye'nin mültecilere yönelik cömert davranışının önemine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye son 6 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmaya devam ediyor. Türkiye 2019'da uluslararası koruma ihtiyacı içindeki yaklaşık 4 milyon kişiye koruma sağlayarak üst üste 6 yıldır dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bu cömertliği ve misafirperverliği rakamlarla anlatmak gerçekten çok zor. Ancak kesin olan bir şey, ev sahibi ülkelerin ve tabii Türkiye'nin saygıyı, desteği ve dayanışmayı hak ediyor olması."
Ünal, 2019 sonu itibarıyla kendi ülke sınırları içinde veya bir uluslararası sınırı aşarak savaş, çatışma ve zulümden kaçanların sayısının 80 milyona yaklaştığını bildirdi.
Yerinden edilme olaylarının dünyadaki insanların yüzde 1'inden fazlasını (her 97 kişiden birini) etkilediğini kaydeden Ünal, bu sayının 29,6 milyonunu mültecilerin oluşturduğunu ve evini terk eden kişilerden eve dönebilenlerin sayısının daha da azaldığını dile getirdi.
Ünal, dünyada yerinden edilmiş insanların üçte ikisinin Suriye, Venezuela, Afganistan, Güney Sudan ve Myanmar olmak üzere toplamda 5 ülkeden geldiğini belirterek, "2010'dan beri zorla yerinden edilme durumları neredeyse 2'ye katlandı. Her 10 mültecinin 8'inden fazlası (yüzde 85) ise gelişmekte olan ve genellikle terk etmek zorunda kaldıkları ülkeye komşu ülkelerde yaşıyor." diye konuştu.
Ünal, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının sınır tanımaksızın herkesi tehdit ettiğini ve bunun çözümünün, mülteciler de dahil olmak üzere herkesin bulunduğu ortak eylem ve dayanışmada yattığına işaret ederek, "Türkiye'de Kovid-19'la mücadelede mültecileri de içeren kapsayıcı bir yaklaşım var, bu da mücadelede başarı için çok önemli bir konu." dedi.
Türkiye'de BMMYK danışma hatlarının, Kovid-19 ve diğer hizmetlerin yanı sıra faaliyetlerine devam ettiğine değinen Ünal, şunları kaydetti:
"BMMYK olarak ortaklarımızla ve Türk sağlık kurumlarıyla yakın koordinasyon içinde mültecilerin salgın hakkında tam olarak bilgilendirilmeleri ve mevcut önlemlerle Türkiye Cumhuriyeti devletinin aldığı tedbirler hakkında bilgiye erişebilmeleri için ilgili dillerde farkındalık ve bilginin yayılması için çalışmaktayız."
Ünal, salgın döneminde sosyal medya üzerinden erişimlerini artırdıklarını ve toplumda farklı dillerde yayımlanacak ilgili mesaj ve duyuruları daha geniş kitlelere iletmek üzere ortakları ve mültecileri kapsayan bir iletişim ağacı geliştirdiklerini söyledi.
Ünal, BMMYK'nin dünya genelinde mültecilerin salgından nasıl etkilendiği hakkında bir çalışma yürüttüklerini aktardı.
Çalışmanın, salgınının neden olduğu ekonomik güçlüğün Orta Doğu'daki yüz binlerce Suriyeli mülteciyi daha çaresiz bir duruma sürüklediğini gösterdiğini belirten Ünal, bu yüzden çalışmada insani yardıma olan ihtiyaçların artırılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunulduğunu kaydetti.
Ünal, BMMYK'nin bu çalışmada, insan sağlığını tehdit eden salgının sonucunda yaşadıkları sürgünde hayatta kalmak için gerekli temel kaynaklara sahip olmayan hassas durumdaki mültecilerin sayısının çarpıcı şekilde arttığını ortaya çıkardığını belirtti.
Ünal, BMMYK'nin 1960'tan bu yana sığınma ve mülteci konularında Türkiye ile yakın iş birliğinde çalıştığına dikkati çekerek, Türkiye'nin uluslararası koruma ihtiyacı içindeki kişilere yönelik müdahalesini desteklediğinin altını çizdi.
Ünal, şunları kaydetti:
"Ülkemizde, şu anda yaklaşık 3,6 milyonu geçici koruma altındaki Suriyeliler olmak üzere 4 milyondan fazla uluslararası koruma ihtiyacı içinde kişi ve sığınmacı yaşamaktadır. Geçici koruma sağlanan Suriyelilerin yüzde 98'inden fazlası, kentlerde ve kırsal alanlarda yaşamakta olup yüzde 2'sinden azı, Haziran 2020 itibarıyla 7 Geçici Barınma Merkezinde (GBM) ikamet etmektedir."
BMMYK'nin Birleşmiş Milleler Kalkınma Programıyla BM kuruluşlarının ve ortaklarının, Türkiye'nin mülteci müdahalesini desteklemeye yönelik çabalarında koordinasyondan sorumlu olduğunu belirten Ünal, bu bağlamda Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı'na (3RP) eş liderlik ettiğini söyledi.